7 Günde Orta Avrupa - 1.gün

Orta Avrupa turumuzun ilk durağı Macaristan`ın başkenti Budapeşte. Yolculuğumuz Ankara -İstanbul üzerinden gerçekleşiyor ve Budapeşte havalanına indikten sonra grubumuzla şehir turu yapıyoruz. Bir Temmuz gününde yaptığımız bu gezimiz sıcak ve nemli bir havada. Şehir Buda, Peşt ve Obuda (eski Buda) yerleşim yerlerinin birleşmesiyle meydana gelmiş. 3 idari bölgeye ayrılıyor. Coğrafi olarak ise 2 ye ayrılıyor. Şehri ikiye bölen Tuna nın bir yanı Buda olarak adlandırılmış. Buda çoğunlukla konutların bulunduğu ve tepeliklerden oluşan bir bölge. Nehrin karşı yakası ise Peşte (slavca da Ocak, fırın demekmiş) olarak adlandırılmış. Bu bölge ise düz bir alan. Hükümet, ticaret ve sanayi yapıları, havaalanı Peşte tarafında. Şehir turumuzun ilk durağı ise Peşte tarafında ki Kahramanlar Meydan (Hösök Tere) . 1896 da, Macarların bölgeye gelişinin 1000. yılında yapılan bu anıt yarım daire şeklindeki sıralı sütunlardan oluşuyor. Sütunlar üzerinde Macar tarihinin önemli kralları canlandırılmış. Heykeller altında bulunan rölyeflerde ise bu kişilerin önemli olayları gösterilmiş. Ortada ki sütun ise 36 m yüksekliğinde ve üzerinde Cebrail heykeli bulunuyor. Cebrail, Roma Katolik Kilisesinin sembolüymüş. Sütunun altında ki 7 atlı asker ise 7 macar boyunu temsil ediyormuş. Meydanın iki yanında ise Güzel Sanatlar Müzesi ve Mücsarnok Sanat Sarayı karşılıklı olarak yer alıyor. Avusturya ve Macaristan arasında, parlemento, opera ve borsa binalarında sessiz bir yarış varmış. Parlemento ve borsa binalarında Budapeşte öndeymiş. Zaten Peşte tarafında ki bu görkemli binayı görünce anlaşılıyor. Avrupa nın en büyük parlementosuymuş yapıldığı dönemlerde ve 2 meclis varmış. Aristokrat ve Avam meclisi. Bu nedenele parlementoda 2 salon varmış. 1884-1906 yıllarında inşası devam eden bu yapı yazkış 20 derece sıcaklık olacak şekilde yapılmış. Yapı 27 girişe, 365 kuleye ve 691 odaya sahip. Koridor uzunluğu toplam 12. 5 mil, merkez kubbe yüksekliği ise 96 m. Bizim içini gezme şansımız olmadı ama parlementonun çalışmadığı dönemlerde yapı ziyarete açıkmış. Parlementonun Tunaya bakan tarafına geçtiğinizde nehir kıyısında kiayakkabı figürleri dikkati çekiyor. Bu ayakkabılar Yahudi katliamını temsil ediyormuş ve 2 tasarımcısından biri Türk. Budapeşte şehri aynı zamanda bir termal şehir. Macristan da 1000 i aşkın, Budapeşte de ise yaklaşık 130 termal tesis varmış. Bunlardan Szeçhenyi Hamamı ise Avrupa nın en büyük termal banyosuymuş. sıcak su kaynağı sürekli 36 derecymiş ve bu kaynak kuyu açılırken bulunmuş. Bu termale adını veren Szeçhenyi ise Macaristan ın önemli kişiliklerinden , bir aristokrat. Tuna nehri üzerinde ki 9 köprüden biri ve en görkemlisi olan Zincirli (arslanlı) Köprü aynı zamanda Szeçhenyi nin adı ile de anılıyor. Tuna donduğu için salla karşıya geçemeyen Kont Szechenyi, hasta babsının ölümüne yetişemeyince bu köprüyü yaptırmış. Tuna kıyılarını birleştiren bu ilk taş köprünün mimarı (Adam Clark) Buda tarafında tepe arkasına geçişi kolaylaştırmak için köprü ile aynı uzunlukta, köprünün Buda tarafındaki bitiminde kale tepesine bir tünel kazmış. Köprünün giriş-çıkış kısımlarında Arslan heykelleri mevcut bu nedenle bu köprüye Arslanlı Köprü de deniyor. Köprü 19. yy da yapılmış. Peşte tarafında dikkat çeken bir diğer yapı ise Szeçhenyi Kütüphanesi, Avrupanın en büyük rönesans kütüphanesiymiş. Kont Szeçhenyi dünya ülkelerinden Macar kitaplarını topluyor ve devlete bağışlıyor. Halk da Kont u örnek alıp bağış yapıyor ve bugünkü kütüphane oluşuyor. Macarca ve /veya macar yazarların, yaklaşık 8 milyon kitabı varmış bu binada. Buda tarafında ise iki tepe öne çıkıyor. Kale tepesi ve Gellert tepesi. Kale tepesinde Balıkçılar burcu, Budin kalesi, Matthias kilisesi, Kraliyet sarayı bulunuyor. Mattias kilisesi Kanuni`nin fetih sonrası ilk namazını klıdığı yer olarak biliniyor. Budin kalesi ise yine Osmanlı tarihinde yerini alıyor. Kaleye çıkan yolda ise bir sürpriz var. Bu caddeye önderimiz Atatürk ün adını vermiş Macarlar. Kale tepesinden, parlementonun ihtişamıyla Peşte kıyılarını izlemek çok güzel. Gellert Tepesi (citadella) ise Tuna nehrini ve iki yakasını bir araya getiriyor. Adını Macarlara Hıristiyanlığı tanıtan Aziz Gellert`den almış. Tepe şehrin heryerinden görülüyor. 130 m yüksekliğinde ki tepenin üzerinde ise 30 m yükseklikte bir özgürlük heykeli var. Günü Çigan Gecesiyle noktalıyoruz. Gittiğimiz lokantada bizi kapıda müzik ve yerel içkileri tatlı şarapla karşılıyorlar. İçeride ise masalar geceye katılan kişlerin ülke bayraklarıyla süslenmiş. Türk bayrağıyla bize yrıldığını anladığımız masaya oturuyoruz. Macar gulaş adı verilen patates, havuç ve etden yapılan bir çorba ile yemek başlıyor. Ana yemek ise beyaz et ve garnitürle hazırlanmış. Ardından dondurmalı hoş bir tatlı. Macaristan`ın Tokaji şarabı, ilginç sunumuyla ikram ediliyor. Yemeğe eşlik eden Çigan müziği ve danslarına eşlik etmek üzere heran seçilebilrsiniz: ) Yerel kıyafetli personel sizle resim çektiriyor. Bu resimleri şarap şişe etiketlerine basıyorlar. Hatıra olarak almak isterseniz 11 Euro. Gecemiz kahve ikramı ile son buluyor. Otele dönerken Macar şoförümüzün bir sürprizi oluyor bize. Bizi Citadella`ya götürüyor Tuna ve Budapeşte`yi bir de gece ışıklarıyla seyrediyoruz. Ertesi gün yapacağımız Estergon-Visegrad-Szentendre yolculuğumuz için dinlenmek üzere otelimize geri dönüyoruz.