7 Günde Orta Avrupa-6.gün

Dresden; Almanya`nın 15 eyaletinden biri olan Saksonya`nın (Sachsen) başkenti. Tarih, sanat ve doğa üçlemesiyle Elbe`nin Floransa`sı adını almış Dresden. Elbe nehri kıyısındaki şehir, Eski ve Yeni olarak 2 bölüm. Dresden İkinci Dünya savaşında bombalanarak büyük yıkıma uğramış. Öyle ki Japonya`da atom bombasından ölen kişi sayısından daha fazlaymış Dresden`de ölenler. Şehrin neredeyse %90 ı tahrip olmuş. Bu nedenle şehirde restorasyon çalışmaları yapılmış hala da yapılmakta. Çoğunluğu saksonya krallığı zamanından kalan binalar kireç taşından yapılmış. Bu sebeple zamanla kararmış binalar. Restorasyon yapılmış binalar anlaşılıyor bu renk değişiminden. Yıkımdan kalan orijinal parçalar, eksik olanların yerine de yeni taşlar kullanılarak yeniden yapılmış binalar, siyah ve beyaz karışımı bir görüntü veriyor. Binalar aslına uygun yeniden yapılmış veya restore edilmiş. Bunlardan biri de İngilizce ismi `Church of Our Lady` olan, Fraunkirche (Kadınlar kilisesi). 1726-1743 yılları arasında yapılan bu Lutheran kilisesi, Avrupa´nın en önemli Protestan kiliselerinden biri. 1945 de ki bombardımanda yerle bir olmuş, tek bir parça duvar kalmış geriye. Almanya birleşinceye kadar herhangi bir şey yapılmamış kilise için. Birleşmeden sonra devlet ve kişisel yardımlarla onarılmış, daha doğrusu yeniden inşa edilmiş. Diğer yapılardan, beyaz görüntüsüyle ayrılıyor. Dresden de ki diğer önemli bir kilise ise Hofkirche. Saksonya´nın en büyük katolik kilisesi olan Hofkirche, 1738-1751 yılları arasında inşa edilmiş. Tabii savaşdaki bombardımandan burası da nasibini almış. Doğu Almanya döneminde yeniden restore edildikten bir süre sonra da katedral olmuş. Saksonya kralı Güçlü August Polonya kralı olmak için katolik olmuş. Bu kilise oğlu tarafından yaptırılmış. Güçlü August´un kalbi bu kilisede, naaşı ise Polonya-Varşova da gömülüymüş. Güçlü August a güçlü denmesinin sebebi ise, o devre göre oldukça iriyarı (1. 75m boy) olması, atnalını eliyle ikiye ayıracak kadar kuvvetli olmasıymış ki Osmanlılar nalkıran derlermiş. Güçlü August sanata da meraklıymış. Dresden de etkisi görülüyor. Öyle ki Dresden deki Barok mimarisi örneği Zwinger Sarayını da Güçlü August yaptırmış, Fransa ´da Versay sarayını gördükten sonra. Dresden´in en önemli yapılarından biri Zwinger sarayı. 1710-1732 yılları arasında yapılan sarayın adı mekanın yerinden geliyor. Zwinger iki sur arasında ki yer demekmiş. İçinde havuzlar, geniş galeriler, galerileri birbirine bağlayan köşkler (pavillon) var. Galerilerde çeşitli sergiler var ki bunlardan biri de dünyanın ikinci büyük porselen müzesi (birinci Topkapıdaymış). Ayrıca Matematik/fizik salonu adıyla çağrılan bir sergi salonu varmış ki içinde 2000 kadar saat ve bilimsel aletler barındırıyormuş. Sarayın girişi Tiyatro Meydanı olarak büyük bir alana bakıyor. Aynı meydanda dikkat çeken diğer yapı ise Yunan-Rönesans-Barok mimarisi ile diğer opera binalarından farklı bir yapıya sahip Semperoper. Bina dünyanın en eski orkestrası olarak kabul edilen Dresden Sakson Devlet Orkestrası (Sächsische Staatskapelle Dresden) na evsahipliği yapıyor. Orkestranın konser salonu bu muhteşem opera binasında. 1871-1878 yılları arasında yapılan bina, 1945 de ki bombardımanda harap olup yeniden yapılmış. Dresden porseleni ile ünlü. Dünyaca ünlü Meissen porseleniyle kaplanan 102 metre uzunluğunda, 10 metre yüksekliğinde ki pano ise hayranlık uyandırıyor herkeste. Fürstenzug adı verilen bu pano 1870-1876 yıllarına duvar boyanarak yapılmış, boya zarar görünce duvar, 25000 porselen karo ile 1906-1907 yıllarında kaplanmış. Bombardımanda mucizevi bir şekilde sadece 654 karosu hasar görmüş. Panoda, Saksonya tarihi anlatılıyor. Saksonya da hüküm sürmüş 35 sülale anlatılmış. Panoda birtek Güçlü August`un hangisi olduğunu bulabilirsiniz. Rivayete göre Güçlü August`un 300 kadar gayrimeşru çocuğu varmış. Panoda bunu betimlemek için sadece güçlü August`un atının cinsel organını çizmişler. Ayrıca Avrupanın balkonu olarak da adlandırılan (Brühlsche Terrasse) terasdan Elbe nehrinin ve Dresden`in doyumsuz manzarası da görülmeye değer.