Hong Kong
Mertol Kip, 2011
Hong Kong / Hong Kong
Ben daha önce gitmiştim. 2008 di sanırsam. Bu hem Zeynep`i Disneyland e götürmek için, hemde hatunların alışveriş yapması içindi. Bana pek faydası olan bir gezi değildi açıkcası. Değişiklik oldu işte..
Yazayım bari üç beş satır beya :)
Hong Kong 1997 ye kadar İngiliz hakimiyetinde kalmış bir adalar topluluğu aslında. Ancak bu ingiliz hakimiyeti işgal ya da sömürgecilik sonucu değil kiralama yolu ile olmuş. Adamlar 1800 lerin sonunda bu adayı ve anakaradaki ufacık bir parçayı 100 yıllığına kiralayıp kendi ticaret üslerinden birisi haline dönüştürmüşler. Bu sayede HK gelişmiş ve bugünkü haline kavuşmuş. 1997 de yapılan anlaşma ile tekrar Çin hakimiyetine geçen HK, özerk bölge olarak Çin içerisinde Çin şeklinde yönetiliyor. Vali Çin Halk Cumhuriyetinden atanıyor ancak kalanına karışmıyor amcalar. Çin e vize ile girerken HK için vizeye ihtiyacınız yok. Kendi parasını kullanmaya devam ediyor. Para işi ayrı bir hikaye. Hong Kong ta merkez bankası yok. Parayı özel bankalar basıyor. Vakti zamanında para basabilmek için izin almış bu amcalar. HSBC ve Standart Chartered ın bastığı HK$ en çok tedavülde olanları. Değeri hepsinin aynı. Aşağı yukarı 1000 km kare falan bir yüz ölçümü var. Km kare başına 3500 kişi ile en yoğun yerleşim yerlerinden birisi. Genelde tepelik alanlardan oluştuğu için tarım falan yok denilebilir. Adamların ticaretten başka bir gelirleri yok denilebilir. Kocaman bir limanları var. Asya`nın en büyük limanıymış sanırsam. Ülkede alkol ve tütün maddeleri dışında hiçbirşeyden vergi alınmıyor. Ne güzel değilmi? :) Emlak vergisi yok, gelir vergisi yok, KDV yok ÖTV yok. :) Buna rağmen sosyal hizmetlerde en ufak bir aksama da yok. Demekki küçük yerlerde bu iş böylede yürütülebiliyor. Ülkenin her yerine metro ağı döşemiş adamlar. Macau adası hariç her yere metro ile gidilebiliyor. Çin ile demir yolu bağlantısı var ve bu demir yolu Çin in sanayi bölgesi (elektronik ile ilgili ürünlerin üretildiği yer) Guangzhou ya gidiyor. Zaten HK nin tepesi o bölge. Adamlar oradan alıp dünyaya satıyorlar.
Bizim kredi kartları alışverişlerde geçiyor. Bu sıfır atılması işi benim için kötü oldu aslında. 1 Lira yaklaşık 5.2 HK$ a karşılık geliyor. Adam bin dolar deyince refleks olarak gözler yerinden fırlıyor ama 200 lira karşılığı olduğunu hatırlayınca rahatlıyorsun. Genede sinir bozucu bir durum. Hep çok para harcıyormuşsun gibi bir algı oluşuyor. Benim gibi bir adam için ciddi bir sorun bu.. :) Eğer yanınızda nakit taşımak istemiyorsanız cüzdanınıza para almanıza gerek yok. Bankamatiklerden para çekebilirsiniz. Ancak her banka uluslararası nakit ödemesine izin vermiyor. Örneğin Garanti Bankasının kredi kartı ile HSBC den para çekemiyorsunuz ancak Standart Chartered`tan çekebiliyorsunuz. İsterseniz hesabınızdan da para çekebilirsiniz. Komisyonu çok düşük. Genel olarak yanınızda para taşımanıza gerek yok denilebilir. Tüm dükkanlarda kredi kartı geçiyor. Ama 100 HK$ ının altındaki alışverişlerde kredi kartı kabul etmeyenlerde var. Çarşı pazarda da kredi kartı geçmiyor haliyle..
Dükkanlar öyle aman aman çok ucuz değil. Alış veriş yaparken karşılaştırmalı alış veriş yapmaya dikkat etmekte fayda var. Bazı ürünler bize göre daha ucuz olduğu gibi bazıları ise aynı ya da daha pahalı bile olabiliyor. Örneğin PS3 160 GB orada 450 lira falandı. Bizde 900 lira civarında sanırsam. Ama fotoğraf makinelerinde falan öyle büyük bir fark yok. Bizdekine göre %10-%15 civarında bir ucuzluk var denilebilir genel olarak, ancak o da her modelde değil. Ancak kadın aksesuarları acayip ucuz. 20-25 liraya kocaman kadın çantaları alabiliyorsunuz. Ya da incik boncuk türevi şeyleri neredeyse bedavaya getirebilirsiniz. Gidip Bvlgari falan almaya kalkarsanız bile Tr ye göre %30 civarında bir fiyat avantajı söz konusu. Bizde mücevhere vergi uygulanmadığı halde alınan bu fark bizim `küçük` esnafımızın arsızlığından başka birşey değil.
Rolex falan filan çok var. Registered olanlar nispeten daha pahalı olmakla beraber, milyon çeşit kalitede ürün bulabilirsiniz. Çoğunu da orjinalinden ayırt etmeniz neredeyse imkansız. Rolex manyağı bir fetişistseniz başka tabi..
Çanta, ayakkabı, incik boncuk tüveri şeyler yukarıda da yazdığım gibi ucuz. Ulaşım bize kıyasla ucuz. Metro ağında üst limit 15 HK$. 15 dolarlık (3 lira) bilet ile en uzak mesafeye dahi gidebilirsiniz. Her indi-bindide bilet almanız lazım. Bunun dışında sattıkları özel bir kart var. Depozitosuda olan bir kart. Metroda, otobüste, 7eleven marketlerinde ve otomatik meşrubat makinelerinde falan bu kartı kullanabiliyorsunuz. Depozitosu iade edilmediğinden kısa süreli gezilerde bunu almak pek mantıklı değil. 500 HK$ `nı çöpe atmak pek akılcı değil. Ama faydalı bir alet olduğu kesin. Metroda bilet almak için otomatik makineleri kullanmak zorundasınız. Tek yön için gideceğiniz yeri metro haritasında işaretledikten sonra parayı makineye attığınızda sizin biletinizi oluşturuyor ve o bilet ile metroya girebiliyorsunuz. Çıkacağınız istasyonda aynı bileti kullanacağınız için girerken geri almayı unutmayın. Metroları son derece başarılı. Adamlar cam panel ile tren ile yolcu bekleme alanını ayırdıkları için trenin önüne atlayıp intihar etme ihtimaliniz yok. :)
Yiyecek içecek konusunda genel olarak sorun yaşamazsınız. Öyle kedi köpek eti falan yok. Her köşe başında ördekci var. Pekin ördeğini bol bol tüketiyorlar. Ancak kullandıkları sos iğrenç kokuyor. Sanırım tereyağında pişmiş şeker gibi birşeyden yapılıyor. Onun dışında McDonalds ve PizzaHut falan var.
Su alırken dikkat edin. Kapaklarının rengi önemli. Su çıkan bir ada olmadığı için içme sularını geri dönüşümden ve denizden elde ediyorlar. Geri dönüşümden olan musluklarda kullanılıyor, içme suları ise denizden üretiliyor. Dönüşümlü (damıtılmış) suların kapakları lacivert. 6 HK$ fiyatla satılıyorlar.Bizde bu tip su sadece aqua var. Onunda neyden geri dönüştürüldüğünü bilmiyorum. Doğal su ise genelde Fransadan geliyor. Evian mıydı neydi markası. 9 ile 12 HK$ arasında satın alabiliyorsunuz. Kapakları açık mavi renkte.
İnsanların çoğu ingilizce bilmiyorlar. Neredeyse tamamının Çinli olan bir ülkede bu ciddi bir sorun. Dükkanlarda falan sorun yaşamazsınız. Onlar biliyor. Ancak taksi şoföründen falan bir performans beklemeyin. Üç ayrı taksi şirketi var ve üçüde farklı yerlere gidiyorlar. Ancak otomobil girişinin yasak olduğu yerlerde var. Adamlarda ingilizce bilmedikleri için bu konuda sorun yaşama ihtimaliniz yüksek. Dolayısı ile parası ile değilmi atlarım taksiye, nereye istersem giderim olayına pek güvenmeyin. Tabi direk şehir merkezine çek kardeşim diyecek kadar zenginseniz bilemem. (Yaklaşık 400 HK$. Metro ile 85 HK$, Otobüs ile 25 HK$).. Dolayısı ile otel rezervasyonunuzu yaptırırken otele nasıl gideceğinizide hesaba katıp, eğer var ise mutlaka otelin transfer servisini kullanın.
Eğer Hong Kong adasında kalıyorsanız dönerken bavullarınızı metroya teslim edip havalimanında teslim alabiliyorsunuz. O arada adada gezmeye devam edebilirsiniz. Bence faydalı bir eser. Zira her belediye otobüsü bavul kabul etmiyor. Numarası E ile başlayanlar almıyor mesela.
THY nin uçakları B 777. Önceden 340 falan geliyorsu buraya. Ben geçen sefer 340 ile uçmuştum. Artık 777 ler uçuyor. Rahat ve konforlu. Tabi hostes koltuğunda geri dönmek zorunda kalmazsınız. Beleş biletinde bir bedeli var tabi. Normalde yer var ise yolcu koltuğunda uçuyorsunuz. Yoksa bir sonraki uçağı beklemeniz gerekiyor. Biz dönüşte yeterli yer bulamadığımız için Zeynep ve kayınvalideyi yolcu koltuğuna oturtup kaptandan alınan müsade ile Aslı ve ben JumpSeat diye tabir edilen hostes koltuğunda döndük. Bu koltuklar hali ile son derece rahatsız. 90 derece açı ile duruyorlar ve duvardan açılan oturak şeklindeler. Minderi falan yok denilebilir. Dolayısı ile boru yutmuş gibi oturmanız gerekiyor. Yolculuk süresi 10.5 saat olunca can sıkıcı tabi ama beleş bilet baldan tatlıdır demi... :) Gerçi haklarını teslim etmem şart, Her iki kabin amiri ve diğer uçuş görevlilerinin ilgisi sayesinde gerçekten first class hizmet ile döndük. Birde şu rezene çayı içip sabaha kadar WC ye taşınan japon yolcular olmasaydı çok daha iyi olacaktı ama neyse.. O WC lerin kapısına bir masa koyup peçete ve kolonya servisi ile her geçenden 1 lira alınmış olsa paranın dibine vurulabilir.. :)
Genel olarak gezilecek bir yer. Ama iki defa gidilecek bir yer değil. İkincisinde rehber görevi görürsünüz ancak. He alış veriş için falan gidilebilir ama bilete para veren adam için (2 bin lira civarı kişi başı) aman aman kazanç sağlanacak bir yerde değil. Şu var, Çin`in elektronik sanayi bölgesinin hemen altında olduğu için orada bir işiniz var ise Çin vizesi alıp yola çıkmak kaydı ile HK den Çin e geçilebilir. Zira Pekin`den o bölgeye gidebilmek için epey bir uçak yolculuğu daha yapmanız gerekiyor normalde. HK den 30 dk falan. Onun dışında fuar aktiviteleri falan var.
Gidilirmi? Evet gidilir. Tavsiye edermisin? Eğer Singapur`u Tayvan`ı falan gördüyseniz daha önce burası da eksik kalmasın diye gidilebilir.
...