floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-

BÜYÜK İTALYA TURU-5

Yelda Kovuk, 2013

Siena-Pisa-San Gimignano / İtalya

İtalya´da ki beşinci günümüz,Toskana bölgesinin Floransa dışını gezmekle geçiyor.Toskana bölgesi tarih,sanat,kültür kadar doğası,üzüm bağları ve şaraplarıyla da ünlü.
PİSA: İlk durağımız Pisa. Otobüsü bıraktığımız yerden meydana yürürken satıcıların Türkçe `batan geminin malları bunlar´diye çağırması ve Türk bayrakları sempatik geliyor bize,buranın ne kadar Türk ziyaretçisi olduğunun da kanıtı.Satıcıları geçer geçmez,surların arasından bir alana çıktık ve Pisa kulesiyle karşılaştık. Ben kuleyi şehrin ortasında bekliyordum. Meğer öyle değilmiş. Pisa kulesini,katedral ve vaftizhane ile beraber yer aldığı kocaman bir yeşil park içinde görünce şaşırmadım desem yalan olur. Bu alana `Mucizeler Meydanı´ deniyormuş. 8 kattan oluşan kulenin yapımına 1173 yılında başlanmış ve tam 174 yıl sürmüş. 3. kattan itibaren eğilmeye başlamış. Binanın oturduğu zeminin kısmen yumuşak olması batmak yerine yamulmasına sebep olmuş sanırım. Binanın eğilmesini önlemek için yapım esnasında eğilen tarafta ki katlar arası mesafeyi daha yüksek tutmuşlar ama faydası olmamış.Eğimi 5.5 derece kadarmış. 6 eşit yuvarlak sütun üzerinde ki silindir yapıda 7 adet çan varmış.Aslında Pisa bir çan kulesi ve hemen yanında ki katedral için yapılmış. Yüksekliği 60 metre ve 294 basamakmış. Yükseklik ve sırayı göze alıyorsanız,kule ziyarete açık.Ancak birer birer alıyorlar.Katedral ve vaftizhane de muhakkak görülmeli.Bu arada adet olmuş ya ,biz de Pisayı tutar gibi,yıkılmasını önlemeye çalışır gibi fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedik.Bu pozu yakalamaya çalışan onlarca kişiyi birarada görmek çok eğlendirici. SAN GİMİGNANO: Pisa´dan ayrılıp kuleler şehri olarak anılan San Gimignano´ya gidiyoruz. Kasabanın girişinde üzüm bağlarının doyumsuz manzarası çok güzel. San Gimignano etrafı surlarla çevrili ,dokusu bozulmamış,korunaklı bir ortaçağ kasabası.Sayısı70 e kadar çıkan ama günümüzde 14 tane kalan kulelerden 2 tanesi ziyarete açık. Kulelerin yüksekliği birbirine rakip/düşman ailelerin zenginliğini gücünü gösterirmiş. Şehrin iki önemli meydanı var.Ortasında ki kuyunun adı ile anılan Piazza della Cisterna ve çevresinde 7 kule bulunan Piazza del Duomo. Duomo meydanında ki kulelerden biri ziyarete açık olan en yüksek kule.Torre Grossa nın yüksekliği 54 metre.Meydanda ki diğer kulelerden biri olan Torre della Rognosa ise kasabada ki en eski kulelerden biri . Şehre giriş ile merkezi arasında , hafif rampalı yol üzerinde ki şarap mağazalarına uğrar iseniz Chianti şarabı yöreye ait.Ayrıca yemeklerden sonra sindirimi kolaylaştırdığı söylenen Grappa denilen ,şarap yapımından arta kalan kabuk, sap ve çekirdeklerin damıtılmasıyla elde edilen alkollü bir içki de bu mağazalarda satılıyor. İşkence müzesi de bu yol üzerinde.Ücret karşılığı ortaçağ işkence aletlerini görebiliyorsunuz. SİENA : İtalya´nın en güzel ortaçağ kentlerinden biri olan Siena´ya yolumuz Palio olarak adlandırılan ve her sene iki kere düzenlenen yarışların arifesine denk geldi. Efsaneye göre Siena, Romanın kurucularından biri olan Remus´un oğlu Senius tarafından bulunmuş.Şehrin simgesi de bu efsaneye bağlı olarak dişi bir kurtun emzirdiği Remus ve Romulus.Şehirde turumuza başladığımız nokta da karşı tepede ki heybetli görüntüsü ve çizgili mozaik görüntüsü ile Siena katedrali karşıladı bizi.Bu mesafeden bile heybeti etkilerken ,yakından nasıldır kimbilir diyoruz ama ne yazıkki tur programımız burayı ziyaret etmek için yeterli vakti vermiyor bize. Ancak şehirde ki başka bir kiliseyi gezme şansımız oldu. Aziz katherina kilisesi.Aziz Katerina yaşadığı dönemde vebalı hastaları iyileştirmek için çalışıyormuş.Bir süre sonra kendisi de yakalanmış ve parmağı bu hastalıktan dolayı düşmüş.Düşen parmak ve Aziz katerina nın kafatası bu kilisede sergileniyor .Kilise de resim çekmek yasak .Buradan çıktıktan sonra şehrin kalbine doğru gidiyoruz.Bir midye kabuğu şeklinde olduğu söylenen Piazzo del Campo meydanına doğru.Söylenen diyorum çünkü meydanın şeklini yarış öncesi gittiğimiz için kalabalıktan seçemedik.Meydana ulaşmak bile çok zor oldu bizim için.Gittiğimiz yol boyunca trafik yok ama insanlardan ilerlemek öyle zordu ki.Üstelik dönüşünün daha da zor olacağını öğrendik.Yarışmaya hazırlanan meydanın , geldiğimiz yolun geçişlere kapanacağını da öğrenince telaşlanmadık desem yalan olur.Yarışma için Dünyanın dörtbir yanından gelen turistler varmış.Meydanda ki balkonlu evleri sırf yarışı seyretmek için 500-1000 euro gibi fiatlara kiralıyorlarmış.Meydan yarış için hazırlanmış,kumla kaplanmıştı.Etrafı da seyirci sıraları ile çevrilmişti.Normal günde buralarda kafeler varmış.Halk ertesi gün yarışacak olan atların geçit törenini seyretmek için toplanmıştı. Meydanda ayrıca Palazzo Pubblica kulesi kiremit rengi yapısı ile dikkat çekiyor. Piazzo Del Campo meydanında ki bu yarış yılda iki kez 2 Temmuz ve 16 Ağustos´ta yapılıyormuş.Siena 17 Kontrada denilen bölgeden,bize göre mahalleden oluşuyormuş. Her kontradanın kendi flaması ve hayvan simgesi var.Yarışlarda her mahalleyi bir at ve binicisi temsil ediyormuş.Palio yarışını kazanmak kadar ezeli rakiplerine kaybettirmekde önemliymiş.Bu sebeple tekme hariç,herşey serbestmiş yarışmada ,hatta jokeyi kaçırmak bile. Biz 15 Ağustos´ta oradaydık ve tam bir festival havası vardı.Geçtiğimiz yollarda ,ait olduğu kontradaya göre flamalarla süslüydü.Yollara uzun yemek masaları kurulmaktaydı. Yarışı Devlet Televizyonu Rai 2 canlı yayınlıyor.Tesadüfen ertesi gün Floransa da kaldığımız otelde yarışmayı canlı olarak tv de seyretme şansı bulduk. Her biri 90 sn süren 3 yarış yapılıyor. Atların ve binicilerin süsleri kontradaların simgeleri ve renkleriyle uyumlu .Yapılan turlarda dönemeçlerde duvara çarpan atlar ve binicileri yarışı tamamlayamadı.Atların o durumu içler acısı.Sonunda kazanan atın binicisini ve temsil ettiği kontradanın halkını ise görmeniz lazımdı,resmen çıldırdılar. Yarış anında ki kalabalığı görmeniz için bir poster resmini ekledim.İğne atsan yere düşmez misali binlerce kişi... Yollarda ki geçişler kapanmadan otobüsümüz olduğu yere ulaşabilmek için kalabalığı yara yara ilerledik adeta.Tabii alışverişi de ihmal etmedik.Çok güzel bir market var. Şarapları ve şarküterisi çok güzel ama ne alacağını bilerek girmek gerek,yoksa o kadar çeşit içinde şaşırıp kalıyorsunuz.İyi gezmeler,İyi alışverişler....