floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-

Birecik Kelaynak Üretim İstasyonu

Serdar Ölez, 2017

Şanlıurfa / Türkiye

Çocukluğumdan hatırlarım kelaynakların göçleri haber olurdu her yıl. Her yıl gelen kelaynaklar hakkında rakamlar verilir, önceki yıla göre şu kadar azaldı denilirdi. Urfa gezimizde Birecik`teki Kelaynak Üretme İstasyonu`nu ziyaret etme şansımız oldu. Koruma adına kafeste tutulan bu kuşları görünce içim sızladı... Ama kendini kelaynakların korunması ve tanıtımına adayan Mustafa Çulcuoğlu`nu dinleyince çaresizliğin içinde bu durumu kabullendim. Ailesinin 300 yıldır bu topraklarda yaşadığını anlattı Mustafa Bey. Koruma alanının hemen yanındaki çamlığı göstererek bu mülkler bana dedelerimden kaldı diye anlatmaya başladı. Kelaynakların yok olmasının sebebi olarak avcılık ve beslenme sahalarının azalmasını gösterdi. Dramatik yok oluşun 1950`lerde çekirge salgınına karşı yapılan DDT ilaçlaması ile başladığını, tarlalardan beslenen birçok kelaynağın bu dönemde zehirlenerek yok olduğunu, kurtulanların ise ilacın etkisiyle birkaç sene yumurta vermediğini anlattı. 1954 yılında Birecik`te 600 çiftten fazla ve üreyen bir topluluk olduğunu, 1962 yılında Birecik`te toplam 130 çift kelaynak kaldığını söyledi. 1972`ye kadar bunların hiçbiri yumurtlamamış. 1973 yılına ise 26 çift, 1982 yılında ise sadece 17 tane tekil kuş Afrika`dan geri dönmüş. Birecik`teki kelaynak istasyonu 1977 yılında kurulmuş. 1990 yılına kadar yılına kadar göçe giden Kelaynakların dönüşleri devam etmiş, ama bu son olmuş. 1990 yılından sonra, Birecik`te yarı yabani kuşlar üreme dönemine hazırlık için Şubat-Mart aylarında kafeslerinden çıkarılmaya başlanmış ve göç zamanına doğru Temmuz-Ağustos tekrar kafeslerine alınırlarmış. Üreme istasyonunun içindeki kayalıklar ve tahta yuvalarda üreyen kelaynaklara günde iki defa yem veriliyormuş. Dışarıda oldukları dönem boyunca da kuşlar doğal ortamlarında serbestçe uçup, üreyebiliyor, Fırat kenarındaki sahalara gidip besleniyorlarmış. 1997 yılına kadar kafeslere alınan Kelaynakların bir kısmının göçe bırakılmasına devam edilmiş ancak dönüş olmayınca 1998 yılından itibaren düzenli salıvermeye son verilmiş. Kelaynaklar tüysüz kırmızı bir yüz ve kafa ile uzun kıvrık kırmızı bir gagaya sahip, isimlerini buradan alıyorlar. İri, parlak, cilalı, siyah siyah tüylüler. Siyah tüyleri güneş ışığında parlak yeşil, kavuniçi ve mor renklere bürünüyor. Uçuşları heybetli ve zarif. Kelaynaklar çok sosyal hayvanlar, sabahın erken saatlerinde 10-15 km uzaklıktaki beslenme alanlarına gruplar halinde gidiyor, uzun-kıvrık gagalarıyla yiyeceklerini topluyorlar. Tek eşli yaşamaları nedeniyle üremeleri çok yavaş. İlk yumurtadan çıktıklarında yavrunun kafası ve boğazı tüylü. Yaşları ilerledikçe bu tüyler yok oluyor. Yuvalarını Şubat-Mart döneminde yapıyorlar. Yavruları yumurtadan çıktıktan 2-3 ay sonra palazlanıyorlar. Erişkin kuşlarla birlikte beslenme alanlarına uçuyorlar, böceklerle besleniyorlar. Bugün Birecik´teki istasyonda 217 adet var, bunlardan 38 tanesi daha geçen yıl dünyaya gelmiş. Fas´ta ise iki koloni halinde 350 adet, Avrupa ile Amerika´daki hayvanat bahçelerinde Fas orijinli 1000 adet Kelaynak kuşu bulunduğu söyleniyor. Fas orijinli Kelaynaklar Birecik`ten farklı olarak yerleşik yaşam sürdürüyorlar. Birecik`tekiler ise soylarını devam ettirtme adına yılın büyük bir kısmı kafeslerde tutuluyor. DDT 1980`lerden itibaren Türkiye`de yasaklanmış. Ama türevleri ve kaçak kullanımlar nedeniyle insanlar ve hayvanlar üzerinde etkileri hala devam ediyor. Çaresiz kelaynakların esaretini kabulleniyoruz. Ya kafesin dışındaki bizler ve diğerleri...
Şubat 2017