floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-

Sofya`dan Notlar

Yelda Kovuk, 2019

Sofya / Bulgaristan

Sabah kahvaltısının ardından Sırbistan´dan yola çıkarak Nis üzerinden Bulgaristan´ın başkenti Sofya´ya varıyoruz. Ülkenin batı kesiminde Vitosha dağı eteklerinde yer alan Sofya, Avrupa`nın en eski şehirlerinden biri. Yüzyıllar boyunca birçok isimle anılan şehrin Antik adı Serdica, şehri M.Ö 5. yüzyılda kuran antik Kelt kabilesi Serdi`den geliyor. Romalıların bölgede hakimiyeti eli geçirmesiyle birlikte şehir Serdilerin şehri anlamına gelen Serdica adı ile anılmaya başlamış. Serdica ve eski şehirlerin kalıntıları bugüne ulaşmış. Bir süre Balkanlar`ın ortasındaki stratejik konumu nedeniyle Roma İmparatorluğu`nun başkenti olmuş. Günümüzde ki adını ise Bulgaristan`ın son çarı olan İvan Şişman, şehir sınırları içinde ki kutsal Aya Sofya Kilisesinden esinlenerek vermiş. Osmanlılar 1382`de Sofya`yı ele geçirmişler. Bulgaristan Prensliği`nin kurulduğu 19. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı hakimiyeti altında kalan Sofya,1879`da Bulgaristan`ın başkenti olmuş. Şehrin simge yapıları, yaklaşık 2.500 yıllık bir tarihi yansıtıyor. Yunan, Roma, Osmanlı ve Sovyet mimarisinin eşsiz kombinasyonunu yansıtan anıtları, meydanları, dini eserleri ile turizm rotalarının ilgi çeken duraklarından Sofya. Turistlerin ilk uğradığı yerlerden biri Alexander Nevsky Katedrali´nin bulunduğu meydan ki bizim de ilk durağımız. Rus Prens Saint Alexander Nevsky (1221-1263)´nin adını alan St. Alexander Nevsky Katedrali, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı`nda ölen 200.000 Rus, Ukrayna, Belarus ve Bulgar askerlerinin anısına inşa edilmiş. Katedralin inşaatı, 1882`de başlamış, ancak çoğu 1904 ile 1912 arasında yapılmış. Neo-Bizans tarzında ki katedral, Bulgaristan Ortodoks kilisesinin merkezi. Dünyanın en büyük Doğu Ortodoks katedrallerinden biri olan katedral, 3.170 metrekarelik bir alanı kaplıyor ve 10.000 kişilik kapasiteye sahip. Katedralin altın kaplama kubbesi 45 m yüksekliğinde. Çan kulesinde, toplam 23 ton ağırlığında 12 çan bulunuyor. Çan, yaklaşık 10 mil uzaklıktan duyulabilirmiş. Kış yeşilinin hakim olduğu bu görkemli yapıda sayısız kemer, yaldızlı kubbe, süslü kapılar, taş oymalar, duvar resimleri ve mozaikler göreceksiniz. Fotoğraf çekmek paralı imiş, biz bunu bilmediğimiz için iyi bir azar işittik görevliden. Katedral 1924 yılında kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmış. Sofya`da ilginç ve güzel binalar var. Yürüyerek yaptığımız şehir turumuza devam ediyoruz ve bu güzel yapı ile anıtları görmeye başlıyoruz. Alexander Nevsky Katedrali yakınında ki Synodal Sarayı da bunlardan biri. Bulgar Ortodoks Kilisesi`nin merkez ofisi olan bu bina 1908 yılında yapılmış. Katedral yakınında dikkat çeken diğer yapı ise şehre adını veren Ayasofya Kilisesi.Sofya`nın en eski ikinci kilisesi, Avrupa`nın ise en eski ibadete açık kilisesi olduğu söyleniyor. Tamamen tuğladan yapılmış basit, mütevazi, güzel bir ortaçağ kilisesi ve yaklaşık 100 metre uzaktaki görkemli Alexander Nevsky Katedrali ile çarpıcı bir kontrast oluşturuyor. Sofya´da ki zengin tarihi dokuyu en iyi yansıtan yerlerden biri olan Ayasofya Kilisesi Roma döneminden kalmış. Geçmişi 3.-4. yüzyıla dayanıyor. 6. yüzyılda başka bir kilise üzerine inşa edilmiş ki aynı yerde inşa edilen beşinci yapı olduğuna inanılmaktaymış. 14. yüzyılda Sofya şehrine adını vermiş. 16. yüzyılda, Bulgaristan´ın Osmanlı egemenliğine girmesiyle, bazı duvarlarının yıkılması ve 2 minare eklenmesi ile camiye çevrilmiş. 15. yüzyılın ortalarında meydana gelen depremde minarelerden biri yıkılmış, ancak 16. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devletinin Sadrazamı Siyavuş Paşa tarafından tekrar inşa edilmiş. Bu tarihten sonra Siyavuş Paşa camii olarak hizmet veren bina 1800 lü yıllarda yaşanan depremde ibadete kapanmış. Söylentiye göre deprem sırasında cami içinde bulunan imamın 2 çocuğu ölmüş. Şehrin Osmanlı egemenliğinden çıkması ile bina restore edilerek yeniden kilise olarak kullanılmaya başlanmış. 2013`te, kilise altındaki antik nekropol ve mezarlar, ziyaretçilere açık bir yeraltı müzesine dönüştürülmüş. Kilisenin hemen yakınında Meçhul Asker Anıtı (sönmeyen ateş anıtı) bulunuyor. Anıt Osmanlı-Rus Savaşı`nda Rusların yanında savaşan Bulgar askerlerinin anısına yapılmış. Anıtın ortasında açıldığı ilk günden bu yana sürekli yanan bir ateş, hemen yanında ise oturmuş bir aslan heykeli var. Yürüyerek yaptığımız şehir turumuza devam ediyoruz . Sofya üniversitesi, Çar Osvoboditel Anıtı´nı ,Hükümet Binaları ´nı , Ruski kilisesini, Azize Sofya Heykeli ni, Serdica Antik Kenti´nin Kalıntılarını ,Banyabaşı Camii´ni görüyoruz. Sofya üniversitesi (St. Kliment Ohridski): Tsar Osvoboditel Bulvarında ki üniversite, Bulgaristan´ın en büyük, aynı zamanda en eski ve önemli üniversitelerinden biri. çar Osvoboditel (Kurtarıcı Çar Anıtı) : 1877-78 Rus-Osmanlı savaşı ile Bulgaristan`ı Osmanlı yönetiminden ayırıp bağımsızlığına kavuşturduğu için Bulgarlar tarafından Rus Çar`ı Alexander II anısına yapılmış. Osvoboditel kurtarıcı anlamına geliyormuş. Anıt Sofya`nın merkezinde, şehrin ana bulvarlarından Çar Osvobotiel bulvarında yer alıyor. Ayrıca bu çevre de bir çok hükümet binaları da yer alıyor. Bulgar Ulusal Meclisi` de bu meydanda. Ruski kilisesi: St. Nicholas(Aziz Nikolas) kilisesi olarak da bilinen bu yapı Çar Osvoboditel Bulvarı üzerinde bulunan bir Rus Ortodoks kilisesi. Küçük olmasına rağmen altın kaplamalı kubbeleri ile oldukça etkileyici. Bu göz kamaştırıcı kubbeleri İmparator II. Nicholas bağışlamış. Azize Sofya(Sveta Sofia) Heykeli : Eski Lenin Heykeli yerine dikilen ve Sofya´nın simgesi olan anıt, mermer kaide üzerinde duran ve kaide ile birlikte toplam 22 metre yüksekliğinde bir heykel. Şehrin koruyucusu olduğuna inanılan Aziz Sofya anısına dikilmiş bir heykel. Heykelin sağ elinde ki defne tacı zafer ve sonsuz yücelik,sol elindeki baykuş ise bilgeliği simgeliyormuş. Serdica Antik Kent Kalıntıları: Romalılar zamanından kalmış bir kazı alanı. Metro inşaatı çalışmaları sırasında bulunan Roma dönemine ait kalıntılar açık hava müzesi haline getirilmiş. Ayrıca metro alanı içinde de kalıntılar mevcut. Banyabaşı Camii:Osmanlı´dan kalan ve günümüzde ibadete açık olan tek cami ,1576 yılında Mimar Sinan tarafından yapılmış. Geniş kubbesi, minare yüksekliğiyle dikkat çeken cami, zamanında Kadı Seyfullah Efendi yaptırdığı için Kadı Seyfullah Efendi Cami olarak da biliniyor. Balkan turumuzun son ülkesi Bulgaristan, son şehri başkenti Sofya idi.Bir şehri tam olarak tanıyabilmek için birkaç gün ve gecesini de görüp gezmek en güzeli. Hemen hemen her güne bir şehir ile hatta bir günde üç sınır geçerek yaptığımız otobüs ile Balkan yolculuğu güzel ve yorucuydu. Bu şekilde yoğun programda bir çok yeri göremiyor kaçırıyorsunuz. Sofya`da da gezip göremediğimiz yerler var. Sveta Petka Kilisesi, Ulusal Sanat Galerisi , Sofya Tarih Müzesi , St. George Rotunda Kilisesi , Sofya Ulusal Arkeoloji Müzesi, Sofya Sinagogu gibi. Sizlerin görmesi dileğiyle iyi geziler...