Covit-19 Öncesi Bir Güneydoğu Anadolu Gezis-2
Kâmil Samir, 2020
Tarsus, Mersin / Türkiye
Adana, Mersin, Antakya, Gaziantep, Urfa, Mardin, Midyat ve Diyarbakır gezisi.
Tarsus, Mersin 4 mart.
Sabah kahvaltımızdan sonra yürüyerek tren garına vardık. Bölgesel tren seferleri İskenderun-Adana-Tarsus-Mersin arasında işliyor. Saat 11 de Tarsus`a gitmek için bilet aldık. Tam 11 TL 65 yaş 5.5 TL. Sonra dönerken öğrendiğimize göre Mersine kadar gitsen de gene 5.5 TL. Tarsus`da hiç tahmin edemiyeceğim kadar görülecek yer varmış. Evde yapmış olduğum araştırma neticesinde Tarsus`da üç etaplık bir yürüyüş planı çıkardım. Birinci etap Gardan Tarihi Tarsus Evlerine kadar yürüdük. Google haritalarda gösterilen nokta yanındaki küçük bir parkta Saint Paul Kuyusu var . Giriş 10 TL. Saint Paul`un burada bir evde yaşadığı varsayılıyor. Eski bir resimde görüldüğü üzere. Eski evlerin sokaklarını dolaşmak epey vaktinizi alır. Genelde sokaklar boş evlerin çoğunluğu restorasyona uğramış, içlerinde oturan yok cafe, bar türkü evi veya kültür evi olarak kullanılıyor.
İkinci durağımız Kleopatra Kapısı. İsmet Paşa Bulvarı ile Adana Bulvarının birleştiği meydanda bir kaide üzerinde Kutalmışoğlu Süleyman Şahın ayakta bir heykeli bulunmakta. Kutalmışoğlu Süleyman Şah 1082 tarihinde Tarsus`u fethetmiştir. Eskiden Tarsus surlarında üç kapı bulunuyordu. Dağ Kapısı, Adana Kapısı ve Deniz Kapısı. Surlar 1835 yılında Mısırlı İbrahim Paşanın işgali sırasında yıktırılmış bir tek Deniz Kapısı bırakılmış olup bu gün Kleopatra Kapısı diye anılmaktadır. Yolumuz üzerinde üçüncü durak Gözlükule Höyüğü. İlk defa 1845 sonra 1852 yılında İngilizler ve Fransızlar tarafından kurcalanan höyük 1934 yılında ciddi olarak incelenmeye alınmış ve ileriki senelerde MÖ 3000`e kadar Erken Bronz eserler bulunmuştur. Buradan St. Paul kilisesine, Bilal-i Habeşi mescidine ve Kırkkaşık Bedestenine ve Ulu Camiye ulaştık. Bu günkü Cami 1579 yılında Ramazanoğullarından Piri Paşanın oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Minarenin yapılış tarihi ise 1362 olup belki de burada eski bir kilisenin üstüne yapılmış bir cami vardı. Epey yorulduğumuzdan cami bahçesinde bulunan (biraz ters geldi cami bahçesinde kahvehane bulunması) kahvede çay içtik O sırada birilerinin içtiği menengiç kahvesi dikkatimizi çekti ısmarladık. Süt katılmış gibi geldi beğenmedim.
Şahmeran Heykelinin bulunduğu Kilise Cami (Eski Cami) meydanına çıkarken uğrayacağımız Danyal Peygamber Kabri Makam-ı Şerif camisini atlamışız. Buradan tren istasyonuna giderken bir Roma Hamam kalıntısının yıkılmış bir duvarının deliğinden geçtik herhalde tehlikeli olduğu için buraya `Altından Geçme` deniyor. Tarsus`u dairesel olarak dolaşarak gezimizi tamamladık.
Saat 15.13 teki Mersin trenine yetiştik. Yol 35-40 dk sürüyor. Mersinde görülecek tarihi bir yer olmadığından doğruca deniz kenarındaki parka gittik. Parkta Refah Şehitleri Anıtı ve dönüşte kapandığı için gezemediğimiz Atatürk (Anı) Evi görülecek yerler arasında. Küçük limanda balıkçı lokantası olarak kullanılan tekneler var. Bir kısmı 10 TL karşılığında liman içinde 45 dk gezdiriyor.
Akşam 19.45 treni ile Adana`ya döndük.