Bandon

Bandon 1936 yılında çok büyük bir yangın yaşamış. Şehrin büyük bir kısmı yokolmuş. Yangından kurtulan sınırlı sayıdaki bina bugün eski şehri (Old town) oluşturuyor, burası hediyelik eşya dükkanları, galeriler, lokanta ve kafelerle dolu.Gördüğüm yerler içerisinde benzerini hatırlamadığım kadar güzel bir kumsalı var. Kumsal, neredeyse denizin başladığı noktadan yüksek kayalarla ikiye bölünüyor ortasından. Her biri ada sayılabilecek bu koca kayalara dalgalar çarptıkça su metrelerce yükselen beyaz köpükler oluşturuyor. Dalgalarla şekillenen küçük kovuklar alıyor götürüyor sizi buranın hiç yazılmamış belki de hiç yaşanmamış geçmişine. Dakikalarca kıpırdamadan izletiyor kendini bu esrarengiz oluşum. Duygular had safhaya ulaşıyor. Bu kayalara çarpıp batan gemileri görüyorsunuz belli belirsiz, ümitsizce dalgalarla boğuşan gemicinin sesini duyuyorsunuz. Tam ona yardım etmek için elinizi uzattığınızda kendinize geliyorsunuz. Biraz utangaç, kimse gördü mü diye bakıyorsunuz etrafınızdakilere kaçamak kaçamak. Endişeye gerek yok, onların düşleri sizinkinden derin; kurtarmışlar gemiciyi, başından geçenleri dinliyorlar. İklim ılıman. Genellikle esintiden hallice bir rüzgarı var. Küçük motelleri ve tadımlık bölümü de olan bir peynir fabrikası var.  Şehrin biraz kuzeyinde ise bugün hala gemicilere yol gösteren eski Coquille Nehri Feneri.