floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-
Sülbüs Dağı Zirvesi
Yayladere / Bingöl / Türkiye
Kolay
Zor
Başlangıç
2318 m
En yüksek
2851 m
Bitiş
2318 m

Toplam yol
5414 m
Tırmanma
545 m
Alçalma
541 m

Tahmini Süre
3-6 saat
2851 m
2318 m
2318 m

Volkanik bir dağ olan Sülbüs Dağı Yayladere ilçesinin Kuzey Batısında, Bingöl ve Tunceli`yi birbirinden ayıran sınırda yer alır. Sivri bir koni görünümündedir. Zirveye çıkan patikalardan tırmanış boyunca Taru Taşı ve Peri Vadisi yönünde, zirvede ise Tunceli ve Bingöl`deki diğer dağların eşsiz görüntüsü izlenebilir. Parkur başlangıcı Yayladere Belediyesi tarafından her yıl temmuz ayında düzenlenen Sülbüs Festivali için mesire yeri olarak düzenlenmiş. Araç parkı, çeşmesi ve tuvaletlerinin yanı sıra ziyaretçilerin oturabileceği kapalı alanlar ve ocaklar da hazırlanmış. Yöre halkı ise buraya hem dolaplar yerleştirmiş hem de içlerini çaydanlık, tencere, tabak, çatalla doldurmuş. Kilit yok, kullanım serbest. Yanınıza sadece yiyeceklerinizi alarak burada piknik yapabilirsiniz, kalan her şey tekrar kullanılmak ve paylaşılmak üzere köylüler tarafından bırakılmış. Zirve parkuru bu noktadan başlıyor. Başlangıç irtifası yaklaşık 2300 m. Kuzey yönünde yükselen ilk tepe 2650 m`de bir düzlükle sonlanıyor. Çıkış yolundaki patika genellikle izlenebilir durumda. Aşınmış kayalık yamaçlar, geven ve fundalıklar arasında uzanan bu toprak patika oldukça dik. Bu kısım tırmanışın en yorucu kısmı. Yol üzerinde büyük bir kayanın altında doğal bir kovuk oluşmuş. Kovuk yakınlarında muhtemelen burada yaşayan ayının kara pislikleri var. Bu tırmanışta daha önce gevenler arasında sıkça rastladığımız çekirgeye çok benzeyen, 5-7 cm boyunda böceklerle karşılaşmıyoruz. Sık sık mola veriyoruz. Her molada Taru Taşı ve Peri Vadisi farklı bir güzellikle bize görüntü veriyor. Düzlüğe vardığımızda geçen yıl bizi karşılayan buzulun tamamen eridiğini anlıyoruz. Bundan sonraki tepe 2750 m`de sonlanıyor. Zemin irili ufaklı gevşek bazalt kayalıklarından oluşuyor. Eğim düşük ancak gevşek zemin tırmanışta dikkat gerektiriyor. Son tırmanış öncesi geniş bir otluk soluklanmamıza fırsat veriyor. Ve zirveye çıkan son parkur yine gevşek kayalıklardan oluşuyor. Bizden önce çıkanlar taşları kenara alarak kısa patikalar oluşturmuş. Zirveye ulaşmamız toplam 2.5 saatimizi alıyor. Ancak sık sık verdiğimiz molalar, patikaları sık sık kaybetmemiz ve manzaranın güzelliği nedeniyle çıkışın bu kez de normalden uzun sürdüğü sonucuna varıyoruz. Dağın zirvesinin hemen her zaman karlı olduğu söyleniyordu, ancak bu kez hiç kar ve buzul yok. Zirve zemini gevşek yassı taşlardan oluşuyor. İnsanlar burada dinlenmek, rüyaya yatmak veya piknik yapmak için taştan korunaklar yapmış. En ilginç olanı ise adanacak kurbanlıklar için birilerinin buraya metal bir askı yapmış olması. Yaklaşık 1 saatlik seyir ve bol bol fotoğraftan sonra inişe geçiyoruz. İniş için yine ikinci ve üçüncü tepeler arasından güneye inmeyi seçiyoruz. Ancak bu kez çarşak yerine dere yatağından iniyoruz. Sıkıntılı ve yorucu iniş 2250 m`lerde sonlanıyor. buradan tam doğuya dönerek yaklaşık bir buçuk saat ardından tekrar çeşmeye ulaşıyoruz. Aşağıda bizi bekleyen ailelerimiz ocağı yakmış, sofrayı hazırlamış. Maceramızı paylaşıp keyifle karnımızı doyuruyoruz.

Yanınızda ne götürmelisiniz Su ve atıştırmalık yiyecek; Özellikle çıkış sırasında çok enerji harcayacak ve su kaybı yaşayacaksınız. Sıcak tutacak ek giysi; Tırmanış sizi sıcak tutacaktır, ancak düzlüklere ve zirveye geldiğinizde iklim değişecek ve üşüyeceksiniz. Yağmurluk; Hava durumunu kontrol etmeden çıkmayın. Yağmurlu ise yanınıza mutlaka yağmurluk ve yedek giysi alın. Parkur boyunca sizi koruyacak bir korunak bulamayacaksınız. Fotoğraf makinası; Yükseklere çıktıkça manzara güzelleşecek, daha sonra dostlarınızla paylaşmak üzere yanınıza fotoğraf makinanızı almanızda yarar var.

Nasıl Gidilir Havayolu ile Bingöl veya Elazığ`a gelip buradan kiralayacağınız araba ile önce Karakoçan`a, ardından Yayladere`ye ulaşmanız gerekir. Sülbüs Dağı Mesire Yeri`ne Yayladere Belediyesi arkasındaki yoldan tabelaları takip ederek yaklaşık 8 km sonra ulaşabilirsiniz. Parkur bu noktada başlıyor.

Alkış ve Teşekkür Temmuz 7, 2016`da bu keyifli çıkışı birlikte yaptığım oğlum Yunus Ölez, kayınkardeşim Ahmet Caner Tahan, kayınkuzenlerim Ahmet Hasan Tahan, Dicle Tahan, Fırat Tahan ve Hakan Hasköylü`ye gösterdikleri performanstan dolayı sağlam bir alkış vermek ve paylaştığımız keyifli vakitler için sağlam bir teşekkür etmek istiyorum...

Bu bölgede gözleyebileceğiniz bazı türler
Pişik Keveni (Acantholimon acerosum), Topkeltat (Alchemilla holocycla), Ahır Geveni (Astragalus kurdicus), Yançançiçeği (Campanula stevenii), Mahçup kalkanböceği (Carpocoris pudicus), İt üzümü (Chenopodium foliosum), Patlangaç Çalısı (Colutea cilicica), Güzçimi (Crocus pallasii), Topuz dikeni (Echinops sp.), Keçisedefi (Galega officinalis), Mubarekotu (Geum rivale), Allı Gelin (Hesperis isatidea), Banotu (Hyoscyamus niger), Köpekotu (Ixiolirion tataricum), Gelincikler (Papaver sp.), Kanyaş (Phalaris arundinacea), Dar Yapraklı Sinirli Ot (Plantago lanceolata), Kafkas çalı çekirgesi (Psorodonotus caucasicus), Lübnan Meşesi (Quercus libani), Misk adaçayı (Salvia sclarea), Mürver otu (Sambucus ebulus), Kargasabunu (Saponaria glutinosa), Ecibücü (Silene vulgaris), Vargetgülü (Sternbergia clusiana), Narin Dercikotu (Torilis leptocarpa), Tekesakalı (Tragopogon porrifolius)